Hüznün tefrikası kalemde asılı
Derdimdi bıraktım
Derdine derman bir ihtimale asıldım
-kendin-
-kendim oldun-
Kendi kendime
Sordum!
Hangisini bulgulamak daha kolay
Senin derinliğin mi?
Yoksa
Derinlini mi insan yüreğinin
Hangisi daha derin
Hangisi daha ulaşılmaz
Kaçınılmaz cevap insan yüreğidir arkadaş
Sustum!
Kavdan sıyrılan öncü
Alevine yuvalanmış kıvrımlarında taşıdığın tuz
Çekirdeğe çoğalan ısı
Ak&ışır
Uzaklardan uzaklaşan
Atlasında nefiy kabil tansık
Ölçülmesi zor dostum
Bende hayalin solgun...
Ey sen!
Suçun kutsallığını kutsayan
Birbirine uzanan iki el
Kil tabletlerde dokunduğum dua
Yarım kalmış öykünme
Evrenle birlikte doğan merak
-yazgı ve kader dediğin ütopya-
Tüm kıyıları kucaklayan
-Büyük bekâr-
Soğuk krallıkların görkemli yalnızlığını bir baştan bir başa dolaşan
-Mavi seyyah-
Ama ben hala buralıyım!
Sana övgüler yağdırmak için geldim
Coğrafyalara huzur veren dinginlik duygusuyla
Yüce gücün sana bağışladığı özelliğini kıskanarak
Coşkuyla kımılda
Küçük küçük
Biraz...
Biraz daha...
Uzat kurşuni mor tırnaklarını
Kendi bağrını yol
Ahh!
Yükselt o korkunç kamburunu
Bir lahit gibi giz dolu kıvrımlarında sarmalan
Büyük ve acımasız
Ne olduğunu bilmenin bilinciyle
Kükreyişini haykırarak ilerle uzaklara
Al beni de yanına...
Tanrı bahçesinden geçsen
Sürgün dersin
Yorgun firari sırtına keskin
-köpürür ak köpük-
Canhıraş çığlıkları kucaklar
Hep o derinlik
Ki;
İçimden kışlandı
Atık dağ yıkan fırtına
Kıyının üstüne düşmüş havarisiz
Sen sandım yüreğimmiş
Suyunda canı yanar mı deme...
Küstür mercanlara sığ dokunuşları
Hikmeti arz derecesi olsa
Yırtılır tenimde
Tanyeli kırılgan dudakları adına söyler
Mistiktir şarkısı
Hangi dalgaya baksam isyan güncesinin sonrası
Aşkla uzanmıştım kumsala
Ellerimde kaldı ruhun
-azgın kargı likit susku-
Baktım
Hüznün çevirisiyle çözüldü sorgu
Şamarlanan ölü ağzı
Çekin beni de içinize
Kumul olsun gözlerimde
Borç kalsın nefesim yeryüzüne
Ne garip!
Herkes yalnızlığı sahiplenir
Yalnızlık yine yalnız kalır sahipsiz
Not: Bir dakika arayla gelip, isteksiz kıyıya vuran iki dalgaya yazılmıştır.