Söz Arama

Atçalı kel mahmut 1826"da hademe olarak çalıştığı valiliği basar ve kendini vali ilan eder. Buna ilk demokrasi girişimi deniliyor. İşte ilk demokrasi girişimi böyle olursa, bugünün demokrasisi de böyle olur.

4955 kere okundu

Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 3.145.64.245

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.

Bu Kategorideki Diğer Sözler

Artık bundan sonra cafe ve benzeri yerler ingilizce isim kullanmayacak, yani "cafe" değil "kahve" yazılacak”. (bir hafta sonra öldü).

Atçalı kel mahmut 1826"da hademe olarak çalıştığı valiliği basar ve kendini vali ilan eder. Buna ilk demokrasi girişimi deniliyor. İşte ilk demokrasi girişimi böyle olursa, bugünün demokrasisi de böyle olur.

Bir gün kaymakamı ziyaretinde içeride ocak bucak başkanları, çivi karaborsacıları, lastik bilmem necileri var iken, kaymakamın babasına “otur” yerine “ne var mustafa bey” diye sorması”, babası ile kaymakamın ilişkilerini koparıyor ve dört yıl görüşmüyorlar.

Kendi çıkarlarını korumak isteyenler önce "sistem elden gidiyor, rejim tehlikede" derler.

İnsanlar devlet kademelerinde nasıl yıkselir diye sorulursa, ya hak ederek, ya sürünerek ya da yaltaklanarak yükselirler. Bu gibi pek çok yöntem vardır. Ben hak ederek geldiğime inanıyorum.

Bizim yetişme tarzımızda, eğitim sistemimizde yasakçı bir anlayışı var. Tartışma, sorgulama, araştırma ve eleştiri yok. Ezilmiş, bozulmuş, yasaklanmış, kalıplara sokulmuş, siyah beyaz dediğimiz mutlak doğrularla yatıp kalkan bir kültür, eğitim sistemimiz var. Biz halk olarak mutlak doğrulara teslim olmuşuz. Halbuki ne sosyal alanda, ne teknik alanda mutlak doğru yoktur.

Devlet kademesinde yükselmenin üç yolu olduğunu vurgulayarak, valilik abartılmamalı. Her görev önemlidir. Önemli olan geldiğin konumun yükseklik derecesi değil, yaptığın iş ne olursa olsun onun en iyisini yapmaktır. Ben de işimi yapmaya çalışıyorum.

"ülkenin dirliği" hep, menfaatlere çalışıyor. Kim bu ülkenin dirliğini savunanlar, bir düşünmek gerekiyor.

Herkes sisteme teslim, yeniden yapılanma için eylem yok. Halkın talebi yok. Halkımız duyarsız, ilgisiz. Çarkıfelek'e, sibel can'a gösterdiği ilgiyi değişime göstermiyor. Siyasi iktidar bindiği dalı neden kessin? duyarsız yığınlar kendi varlığının farkına varmadı, çünkü örgütlenemedi. Bana sorarsanız millet sınıfta kaldı. Halkımız korkuyor çünkü ana dayağı, baba dayağı, polis dayağı, asker dayağı ile halkımızı korkutuyoruz. Bu kadar dayaktan sonra duyarsız oluyor. O kadar ki; kendisine zararlı olan yiyecek ve içecekleri söylüyoruz adam anlamıyor. Beyaz ekmek yeme, beyaz ekmek demek nişasta demek, tansiyon, kolesterol demektir diye anlatıyoruz, adam yine gidip beyaz ekmek alıyor. Boyalı içecek içme diyoruz, tabii içecek, ayran iç diyoruz adam anlamıyor. İçki, sigara tüketimi ve kumar oynamada dünyada dördüncüsüyüz. Bu muazzam halktan ne beklenir!