Biz ki melik-i turan, emîr-i türkistan'ız, biz ki türk oğlu türk'üz; biz ki milletlerin en kadîmî ve en ulusu türk'ün başbuğuyuz!
Ey firdevsi! sen şehname'nde milletinin, türkler üzerine kazandığı galebelerle övündün. Kalk gör, bugün iran topraklarıyla beraber, mezarın türk kahramanlarının ayağı altındadır.
Gökyüzünde nasıl bir tek tanrı varsa yeryüzünde de bir tek hükümdar olmalı. Tengri, türk'ü korusun!
Oğul, torun, dost, müttefik, benimle bağlılığı olan herkes iyiliğimden nasiplendi. İkbal ve saadetimin parlaklığı ve yüksekliği hiç kimseyi unutmaya sebep olmadı. Tarafımdan her zaman, herkes lâyık olduğu mükâfat ve hürmete kavuştu. İkbal yıldızımın sönüklüğü zamanlarında edindiğim tecrübeler, dostlara karşı nasıl, düşmanlara karşı nasıl davranmak gerektiğini bana öğretmişti.
Bahadırlık ancak tehlikeli bir anda sabredebilmektir.
Tecrübe gösterdi ki hakiki dost şudur: asla gücenmez, dostunun düşmanları onun da düşmanlarıdır ve gerektiğinde hayatını feda eder.
Kuvvetli bir hükümdarın adil bir veziri, efendisinin bütün adaletsizliklerini tamir edebilir. Fakat bizzat vezir de zalim olursa devlet binası yerle bir olur.
Tecrübelerim bana gösterdi ki, hukuka bağlı olmayan bir hükümet uzun müddet ayakta kalamaz. Böyle hükümetler çıplak olup, kendini gören herkese karşı gözlerini yere diken ve kimsenin yanında hürmet ve itibarı olmayan birine benzerler. Hatta böyle bir hükümet, tavanı, kapısı, avlu duvarları olmayan ve her önüne gelenin içeriye daldığı bir eve de benzetilebilir.
Özgürlük denizi göremeyen kılıcın ucundaki ölü böcek gibidir.
Nüfuzu dayaktan daha zayıf olan bir "vali" oturduğu makama layık değildir.