Hayat üç bölümdür: dünyayı değiştireceğini sandığın, değişmeyeceğini anladığın ve dünyanın seni değiştirdiğine emin olduğun.
Her seçiş bir vazgeçiştir. .
Aşk; iki insanın bilinçlerini birleştirme çabasıdır. Boşuna bir çaba, çünkü insan kendi bilincine mahkumdur.
Yalnızlık; düşündüklerinizin kafanızın duvarlarına çarpıp tekrar içerde kalmasıdır.
Birini sevmeye, koyulmak başlı başına bir iş, bir girişimdir. Güç ister, yürek ister, körlük ister. Hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki uçurumun üstünden sıçramak ister; düşünmeye kalkarsan aşamazsın onu.
Sırtım olmasın isterdim; ben onları görmediğim zaman insanların bana bir şeyler yapmalarından hoşlanmıyorum.
İnsanlar kahramanları oynuyorlar; çünkü korkaklar. Azizleri oynuyorlar; çünkü kötü ruhlular. Suikastçiyi oynuyorlar; çünkü yanıbaşlarındaki komşularını öldürmek için yanıp tutuşuyorlar. İnsanlar oynuyorlar; çünkü doğuştan yalancılar.
Düşünce özgürlüğünden yoksun olmak düşündüğünü söyleyememek değil hiç düşünememiş olmaktır.
Her varoluşan nedensiz doğar ve rastlantı sonucu ölür. Kendimi geriye doğru bırakıp gözlerimi kapadım. Ama görüntüler hemen, etekleri tutuşup sıçradılar ve kapalı gözlerimi varoluşlarla doldurmaya geldiler. Varoluş kişinin terk edemeyeceği bir doluştur.
Niçin bu kadar içiyorsun? kederlerimi boğmak için. O kadar içtin ki,kederleriniz hala boğulmadı mı? maalesef yüzmeyi öğrenmişler.