Söz Arama

Uluslararası ilişkilerde bir millet, ilelebet var olma duygusundan kesin bir şekilde uzaklaştığında, 'faal bir müttefik' olmaktan çıkar ve böylece tutsak millet seviyesine düşer, ülke bir sömürgeye mahsus kaderle baş başa kalır.

5812 kere okundu

Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 18.216.145.37

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.

Bu Kategorideki Diğer Sözler

Yalan söylemeyecek ve aldatmayacağız! ben bu yüzden halkın önüne ucuz vaatlerle gelmeyi reddettim. Alman halkının kaderi bizim ellerimizde, yalnızca bizim ellerimizde! eğer alman halkını tarımda, sanayide, kendi azminde ve cesaretinde, kendi sabrında yükseltirsek, işte o zaman millet olarak yükseliriz! atalarımızın zamanında da almanya atalarımıza bir armağan olarak verilmedi, tam aksine kendini kendinden yarattı! alman halkı, bana dört yıl ver. Sana yemin ederim başaramazsam bu makama kabul edildiğim gibi bırakmasını da bilirim! bu görevi kazanç sağlamak ya da öç almak için değil, sadece sizin esenliğiniz için istedim!

Asla yalan söylemedim, asla başkaları gibi gerçekleşmeyecek şeyler vaat etmedim. İşte bu yüzden insanlar benden nefret ettiler.

O sonradan görme aşağılık bir gün acı ile beraber can verecek ve o aşağılık can verirken tanrı onunla beraber olmayacak. Çünkü tanrı bir komünistin yanında yer alacak kadar aptal değildir.

Toplum bir tek kuvvet karşısında eğilir. Yani zor kullanıldığında. Nasıl ki kadınlar zayıf olanlara baskı yaptığı halde, kuvvetli olanın karşısında diz çökerse; toplum da otoriteyi, her zaman zayıfa tercih etmiştir. Dolayısıyla toplum hoşgörü gösterildiğinde, buna saygı duymak yerine bunu istismara meyleder, ve bu her zaman böyle olmuştur.

Şu husus özellikle bilinmelidir ki; bir yandan değerli kafalar, aciz, basit yapılı gevezelerin haysiyetsiz sekreterleri olmaktan kendilerini alıkoyarlar ve öte yandan da çoğunluğun, yani ahmaklığın temsilcileri değerli bir şahsa kin beslerler.

Toplumsal faaliyetin hedefi, hiçbir zaman insanları kandıran geçici mutluluk olmamalıdır. Aksine toplumun gerilemesine sebep olan yoksullukları ortadan kaldıracak yöntemlere sahip olunmalıdır.

Siyasi kuruluşlar birbirleri ile karşılıklı çıkarlarından dolayı göstermelik anlaşırlar. Benim felsefi doktrinim dünyayı tekrar mutlu bir şekilde yaşatacak güce sahiptir. Böyle bir idealde elbette ki geçici anlaşmalara yer yoktur.

Yalan ne kadar büyükse, inananı da o kadar çok olur.

Uluslararası ilişkilerde bir millet, ilelebet var olma duygusundan kesin bir şekilde uzaklaştığında, 'faal bir müttefik' olmaktan çıkar ve böylece tutsak millet seviyesine düşer, ülke bir sömürgeye mahsus kaderle baş başa kalır.