İzi silinmek: Yok olmak, ortadan kaybolmak."Çiçek hastalığının bu kasabada izi silindi hemen hemen, çünkü çocuklar aşılanıyorlar."
İzinden yürümek: Birine içten bağlanarak onun başladığı işi aynı anlayışla sürdürmek, fikirlerini ve hareketlerini aynen benimsemek.
İyi saatte olsunlar: Cinlerden söz edilirken kullanılır.
İyi gün dostu: Dostlarının sıkıntılı günlerinde onlardan kaçan kimse."Bize iyi gün dostu gerekli değil."
İyi gözle bakmamak: Birisi hakkında iyi düşünmemek, kötü niyet beslemek."Komşuları ona hiçbir zaman iyi gözle bakmadılar."
İyi etmek: 1. Hastalıktan kurtarmak, sıhhatine kavuşturmak. 2. Yerinde bir davranışta bulunmak. 3. Bir şeyi gizlice almak, kendisine mal etmek.
İt sürüsü kadar: Gereğinden fazla, oldukça çok, kalabalık."İt sürüsü kadar adam, nasıl başa çıkacağız bunlarla."
İtibar kazanmak: Saygınlık görmek, kendisine değer verilmek.
İte kaka: Zorla, güçlükle."Adamı her sabah ite kaka işe götürüyoruz."
İş yok: O şeyde yarar yok, faydası olmaz."O arabada hiç iş yok, almaya değmez."