Nutku tutulmak: Korkudan, üzüntüden, heyecandan konuşamaz olmak."Katili karşısında görünce nutku tutuldu."
Nur topu: Gürbüz, sağlıklı, çok güzel ve temiz çocuklar için söylenir.
Numara yapmak: Bir hareketi yalandan yapmak, bir şeyi gerçekmiş gibi söyleyerek karşısındakini aldatmak."Ona öyle bir numara yapacağım ki şaşkına dönecek."
Nuh Nebi`den kalma: Çok eski modası geçmiş, köhnemiş (eşya, bina)."Nuh Nebi`den kalma bir koltukta oturuyordu."
Nuh der peygamber demez: Son derece inatçıdır, düşüncelerini bir türlü değiştirmez, söylediklerinde ve inançlarında direnir.
Notunu vermek: Kıymetini tespit etmek, ne nitelikte bir kişi olduğu konusunda kanıya varmak."Hâlâ notunu veremedin mi o adamın?"
Not düşmek: Yazılı metnin bulunduğu sayfanın bir köşesine, konuyla ilgili birkaç cümle yazmak.
Noktası noktasına: Tastamam, eksiksiz, tamamen, birbiriyle tıpatıp aynı."Noktası noktasına hatırlıyorum o kavgayı."
Niyeti bozuk: Kötü bir davranışta bulunması beklenen, kötülük düşündüğü sezilen."Niyeti bozuk bunların, sakın ilişmeyin."
Niyet etmek: Bir şeyi yapmayı zihninde tasarlamak, düşünmek."Ona hediye almaya niyet etmişti."