Allah u teala’nın, insanlara zahiri ve batini iki hücceti delili vardır: zahiri hücceti, resuller, peygamberler ve imamlardır. Batıni hücceti ise akıldır.
İnsanların bilmeleri gereken dört şey var: allah’ını tanımak, allah’ın ona neler yarattığını bilmek, allah’ın ondan ne istediğini anlamak, onu dinden çıkaran şeyin ne olduğunu bilmek.
Ey hişam! lokman oğluna şöyle dedi: “insanların en akıllısı olmak istersen hakka boyun eğ. Ey oğul, dünya derin bir denizdir, insanların çoğu boğulmuştur onda. Yükü iman, yelkeni tevekkül, kaptanı akıl, pusulası ilim, lengeri sabır olan takva gemisiyle o.
Ey hişam! ziraat yumuşak toprakta olur, taşın üzerinde değil. Böylede ilim ve hikmet de alçak gönüllerde olur, müstekbirlerin kalbinde değil.
Her kim halka karşı gazabının önünü alırsa, allah da kıyamet günü ona karşı azabın önünü alır.
Nefsini heva ve hevesten korumak için onunla cihad et. Bu düşmanla cihad etmen gibi sana farzdır.
Ey hişam! akıllı insanlar, ilim ve hikmetle birlikte olan sınırlı dünya imkanalrını, geniş dünyevi imkanlarla olan sınırlı ilim ve hikmete tercih etmişlerdir.
Allah’a hamd-u sena etmeden ve peygambere salat göndermeden önce dua eden kimse, kirişsiz kemanla ok atan kişiye benzer.
Allah’ı tanıdıktan sonra, en büyük ibadet kurtuluşu imam mehdi’nin zuhurunu beklemektir.
Ey hişam! bütün insanlar yıldızları görür. Ama yıldızların seyrini ve duruş yerlerini bilenden başkası onlara bakıp yolunu bulamaz. Sizler de hikmet öğreniyorsunz, ama öğrendiğiyle amel edenlerden başkası yolunu bulamaz.