O ki; rüyana gireceğim diye söz verdi. Nice yıllar geçiyor ki bu söz yüzünden gözüme uyku girmedi.
Senden dolayı seviyorum seni ey sevgili.. Öyle ki kıskançlığımdan kendi gözümle bile dost değilim.
Kimileri gül dediler, ömür boyu güldüler; kimileri de gül dediler, gül uğruna öldüler.
Dış yerine içi, suret yerine ruhu sevmek gerekir. Hayat ancak sevgiyle tatlıdır.
Aşk bakmakla güzelleşir, konuşmakla zenginleşir, dokunmakla bozulur.
Ey yar ne kadar uzaklaşırsan uzaklaş ; yüreğimin dibine kadar yolun var.
Hüzün, bir hazin kelime... Ayrılık gibi, hicran gibi; ama mutluluk gibi de. Bazen bir gözde görürüz onu, bazen bir yüzde. Bazan bulutlarla gelir, bazen lodoslarla.
Her gözyaşının ayrı bir anlamı vardı. Her damlanın hangi zamanda, hangi mekânda, hangi kişiyle paylaşıldığı önemliydi. Gözyaşları ne kadar çok şeye tercümanlık yapıyordu! damladığı, süzüldüğü, aktığı veya kana dönüştüğü zaman, hep ayrı manaları vardı. Gözyaşları gizli duyguları açığa vuran mektuplar gibiydi.
Aşk, kelimesinin bir anlamıda sarmaşık demek. Nasıl ki bir sarmaşık bir ağacı çepeçevre sarıp, onun dış dünya ile ilişkisini keser ve sardığı ağacı bir süre sonra kurutursa, aşk da sardığı tuttuğu kişiyi çevresinden koparır ve bir süre sonra o ağaç gibi kurutur.
Ey aşık.. !! sevgilinin hasretiyle, seherlerinde âh ederek gözyaşı döktüğün geceler miktarınca, aşkın sana kutlu olsun.. !