Mademki ölümün ününe geçilemez, ne zaman gelirse gelsin.
Her şey değişir ve hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Doğa herşeyi değiştirir ve herşeyin şeklini değiştirmeye zorlar.
Gözleri doymuş olduğu için şaşmıyor kimse. Başınım üstündeki ışık tapınaklarına.
Ben tanrı'ya inanırım çünkü eğer yoksa ona inanmakla hiçbirşey kaybetmem, ama eğer varsa inanmamakla çok şey kaybederim.
Hayat bir işinize yaramadıysa, boşu boşuna geçtiyse, onu yitirmekten ne korkuyorsunuz? daha yaşayıp da ne yapacaksınız?
Kıyıda durup denizde yalpalayan gemilere bakmak hoş bir şeydir; bir şatonun penceresinden, aşağıdaki bir savaşı, savaşanların serüvenini gözlemek hoş bir şeydir; ama hiçbir şey, gerçeğin durduğu yerde -bütün o tepelerden daha yüksek, havası her zaman temiz, dupduru olan o tepede- durup aşağı vadideki yanılmaları, konuşmaları, sisleri, fırtınaları gözlemekten daha hoş olamaz.
Bazı şeyler değiştiğinde ve uygun sınırlarını aştığında, bu aynı zamanda o değişimin ölümü olur.
Bir su damlası bile, taşı oyar.
Çocukların kör karanlıktan korktuğu gibi bizde aydınlıktan korkarız, çocukların karanlıktan dehşetle beklediklerinden daha korkunç olmayan şeylerden.
Ölümü geciktirmek sonsuzluğu kısaltmaz.