"bir kaleci nasıl içeri aldığı golden sonra üzülmeyebilir? işkence yapılıyormuşcasına canının yanması gerekir! eğer sakin kalabiliyorsa, sona gelmiş demektir. Geçmişte ne yapmış olursa olsun, o kalecinin geleceği yoktur!".
00:01 - sanki her şeyini kaybetmişsin de, "üzülme bir yolu bulunur elbet" diye teselli etmeye çalışan ama beceremeyen arkadaş gibi.
Acı çekmek (duymak): 1. Ağrı, sızı duymak. "Kazadan sonra çok acı çekti." 2. Üzülmek, üzüntü içinde kalmak."Eşini kaybedeli on yıl oldu ama o hâlâ acı çekiyor."
Adam (insan) sarrafı: Tecrübesi sayesinde insanların iyisini kötüsünü çabuk anlayacak duruma gelmiş kimse. "Sen üzülme, baban insan sarrafıdır, onun ne mal olduğunu kolayca anlar."
Aklından önce kalbiyle sever bir Balık… ve belkide zaman zaman üzülmesinin sebebi budur. Severken aklını bile dinlememek.
Annem : neyin var ? diyerek böldü sessizliğimi. Bende gittiğini ve kaybettiğimi söyledim. O da saçlarımı okşayıp ; üzülme evladım! cana geleceğine mal'a gelsin. Dedi.
Asıl ruh kudreti, başkalarının acıları karşısında etkilenip üzülmemek, başkalarının aleyhinde seyreden olaylara karşı koyma zahmetinden kurtulmak için kılını kıpırdatmamak değil, başkalarının kurtuluşu uğruna kendi aleyhinde seyreden olaylar karşısında ze.
Asla başka insanlar üzülmesin diye kendini üzme. Unutma,sen kaldırabiliyorsan, onlar da kaldırabilir.
Asla kendin için üzülme. Bunu sadece dallamalar yapar.
Aşk vadisinde, hiçbir nişane, hiçbir iz yoksa üzülmemeli; çünkü, hakk’ın lûtfuyla bazen umutsuzluktan bile umutlar doğar. Ey gönül, sakın umutsuzluğa düşme! allah'tan umudunu kesme ki, bazen can bahçesinde, sögüt ağacının dalı bile hurma verir.