Bazen bazı şeyleri söylemeye hakkım var diyorum, ama söylersem karşımdakine haksızlık olacak, susuyorum. Yine bazen söyleyeceklerimi karşımdakinin duyma ve bilme hakkının var olduğunu görüyorum, ama bu kez bakıyorum benim söylemeye hakkim yok, yine susuyorum. Ancak gördüm ki olgun ruhlar, sözcükler olmadan da duyuyorlar, anlıyorlar, konuşuyorlar ve paylaşıyorlar.
Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde.... Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor... Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim... Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde.
Binlerce kelime, onlarca hikâye var boğazımda düğümlenmiş. Susuyorum konuşmam gereken yerlerde; dilimi tutamıyorum ne zaman susmam gerekse. Anlatacak çok şeyim olsa da, emin değilim anlaşılmak istediğimden.
Cevabımın şiddetinden susuyorum!
Cevabımın şiddetinden susuyorum!
Gittiğin Günden Beri Susuyorum .
Bizde Ölünün Arkasından Konuşulmaz . . !
Küfür edemem ben bilirsin susuyorum. Dile getiremediklerimi sen anla.
Sana anlattıklarım neleri susuyor bir bilsen, ve anlatmadıklarım neleri söylüyor. Boğazımı yırtarcasına susuyorum ya verilmekten yıpranan cevaplardayım, ya sorulmamaktan solan sorularda. Sen ıslatmasını bilmeyen bir yağmur oldun her akşam, ben ıslanmasını.
Susuyorum, aslında söyleyecek o kadar çok sözüm var ki ama anlatamıyorum kimseye korkuyorum işte daha çok yalnız kalırım diye.