Her aya baktığında beni hatırla, yıldızlar gözlerine takılırsa gözlerine baktığımı sakin unutma, avuçlarına bir yaprak düşerse sakın bırakma akşam olup gün battığında ışıklar yanıp, ay çıktığında gözlerine uyku dolup taştığında benim de seni sevdiğimi ve özlediğimi sakın unutma…
Benim yalnızlığım seni getirmeli gecelerde ılık bir yaz gecesi katran karası yüzün kah yaşanmışlığa, kah yaşanacaklara bir küfür savurmalı kafa tutmalı dalga dalga vurmalı gerçekler yüzüne dönüp ardına bakmalı korkmamalısın bir kez daha, bir kez daha demelisin.
Beni en iyi başımı koyduğum yastığım anlıyor şimdi, çünkü o biliyor sensizliği ve hasretini, en çokta o anlıyor beni. Her gece kızıyor bana sensiz olduğuma, pişmanlığımı biliyor, anlıyor. Ama oda çaresiz sensiz ben gibi…
Sen benim içimde açan bir güldün. Sönmek bilmeyen alevlenen içimde başımı her yastığa koyuşta sen varsın hayallerimde. Çünkü sen benim içimden söküp bir türlü atamadığımsın yar. Ne olur yapayalnız bırakma beni…
Bir çiçeğin açmak için sebepler bulduğu gibi, yaşama dair sebepler bulmak için yaşıyorum. Eğer bir gün gelirde yaşamak için bir sebep bulamazsam ölmek için bir sebep bulmuşum demektir yalnızlığın içinde.
Yalnız kalan aşıklar geceleri ağlar her ne kadar erkekler ağlamaz deseler de her erkeği ağlatan bir bayan vardır, başrolü ise yalnızlık ile ayrılıktır!
Yağmur altı gecelerim ve sonra sabah uyanırım başımda ağır bir ağrı. Ruhum kimi yendi ya da kime yenik tek başıma kaldığımda basım öne eğik.
Bu hayatta kimseye kendinden fazla değer verme yoksa kaybedersin ya da kendini mahvedersin kardeşim.
Yalnızlık ne mavi derinlikleri olan denizlerde nede sıcak çöllerde olmaktır, yalnızlık bu şehirde sana ulaşamamaktır unuttun diye…
Sen yalnızlık nedir bilir misin? Bilseydin beni terk etmezdin! Sen ölüm nedir bilir misin? Şimdi ölümü senden daha çok sevdim!