Paslı bir yalnızlıktı avuçlarımda, ardımda bir yürek yükü rüzgâr. Ne zaman sevmeye koyulsam, doğrulup çoğaldı ayrılıklar.
Şimdi söndü ışık sustu dudağımdaki sen çalan ıslık. Dünya ahiret acımsın artık.
Ey yalnızlık nikâh mı kıydın bana. Helalimmişsin gibi her gece giriyorsun koynuma.
Aslında Türkçe’m çok iyidir. Ama bazen anlamıyorum seni. ‘Git’ ne demek?
Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.
Sana iki kelimelik sonunu bilmediğim bir hikaye anlatayım mı? Evet. Seni seviyorum.
Sen bakma benim bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim. Ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz.
Yüreğine giden bir bilet kes, cam kenarı değil can kenarı olsun.
Bin “günahın” olsa da bana, bir “gün ah’ım” yok sana…
Yıkıldı yolunu bekleyen şehir. Şimdi gelsen de bir, gelmesen de.