Tüm yazılanlar arasında en çok bir kişinin kendi kanıyla yazdığı şeyi severim. Kanla yaz ve göreceksin ki, kan tindir... Etrafımda cinler olsun istiyorum, çünkü ben cesurum. Hayaletleri kaçıran cesaret, kendisine cinler yaratır. —cesaret gülmek ister. Artık hislerinizi paylaşmıyorum; altımda gördüğüm şu bulut, güldüğüm şu karaltı ve ağırlık -işte budur sizin yağmur bulutunuz. Yükselmeyi arzuladığınızda yukarı bakarsınız siz. Ve ben aşağı bakarım, çünkü yükseltilmiş biriyim ben. Aranızdan hanginiz aynı anda hem gülebilir, hem yükseltilmiş olabilir? En yüksek dağa çıkan, tüm matem oyunlarına, tüm matem ciddiyetlerine güler. Cesur, tasasız, alaycı ve şiddet uygular -işte böyle istiyor bizleri bilgelik: O bir kadındır ve daima savaşçıyı sever ancak.
Birkaç yıl önce Times'da verilen bir haberi doğrusu içim ferahlayarak okumuştum. Kapısının önünde tasmaya vurulmuş, iri yarı bir köpek besleyen bir İngiliz lordu'nun bir gün bahçede yürürken köpeğine bakmak aklına gelmiş, yanına gidip hayvanın başını okşamış. Bunun üzerine köpek bir atılışta lordun kolunu parçalamış: Hayvan gayet haklıydı, sanki bununla şunu söyler gibiydi: Sen benim efendim değilsin, benim şu kısa hayatımı cehenneme çeviren şeytanımsın. Dileyelim, köpekleri zincire vuran bütün insanların akıbeti olsun bu.
Oruç ayına girdiğin zaman, o aya kavuştuğun için hakk’a şükrederek, sevinerek, neşeli olarak gir.
Düşmanlarınız mı var? Niye, gerçekten büyük bir iş başaran ya da yeni bir düşünce oluşturan her insanın öyküsüdür bu.
Tıpkı gümüş yerine kağıt para gibi, dünyada da gerçek saygı, gerçek dostluk yerine bunların yapmacık gösterileri, olabildiğince de doğal anlatıma büründürülmüş jestleri tedavüldedir. Ama öte yandan, saygıyı ve dostluğu gerçekten hak etmiş kişilerin olup olmadığı da soruya vurulabilir. Ne olursa olsun ben içten bir köpeğin kuyruk sallamasına, bu tür yüz gösteri ve jestten daha çok değer veririm.
Karıları ihanet edenlerin hepsi umutsuzluğa kapılsaydı, insanlığın onda biri asardı kendini.
Tuz nasıl yemeklere tat veriyorsa, eşyaya niteliklerini veren de insanların düşünceleridir.
Cins olarak insan her hangi başka bir hayvanla karşılaştırıldığında, bir ilerleme kaydetmez .Bütün hayvanlar ve bitkiler dünyası, alçak olandan daha yüksek olana gelişmez.Hepsi aynı zamanda, birbirinin üzerinde, birbirinin içinden ve birbirine karşı gelişirler. En zengin ve en karmaşık biçimler-çünkü daha yüksek tip sözcüğü daha çoğunu ifade etmez daha kolay mahvolurlar. Sadece en alttakiler, en aşağıdakiler görünüşte bir ölümsüzlüğü idame ederler.
Işığın savaşçıları mükemmel değildir. Onların güzelliği bu olguyu kabul etmelerinde ve hâlâ gelişmeyi ve öğrenmeyi istemelerindedir.
Size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemim yollarını aramak değil. Kendinden hoşlanmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarını kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlarlar. Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar.Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesinin altına girmeyi kabullenmektir...