Yolum hangi büyük şehre düşse, orada her gün ayaklanmaların, katliamların, aşağılık bir kasaplığın, bir dünya sonu kargaşasının başlamıyor olmasına hayran olurum(...) Aslında birbirilerinden nefret etmekte ama nefretlerinin bile hakkını verememektedirler. Bu vasatlık, bu güçsüzlük toplumu kurtarır, istikrarını teminat altına alır.
Önemli olan görüşler değil asla, bunlar güzel ya da çirkin, zekice yada budalaca olabilir, isteyen benimser, isteyen elinin tersiyle itebilir bunları. Benden dinlediğin öğretiye gelince, kendi görüş ve düşüncemi içermiyor bu, öğrenmeye meraklı kişiler için dünyayı açıklamak gibi bir amaç güttüğü de yok. Bir başkadır onun amacı, acılardan kurtulmaktır. Buddha'nın da öğretisi budur işte, başka şey değil.
Bir sürü insanla kadife bir minderde oturacağıma, sadece bana ait olan bir balkabağının üstünde oturmayı tercih ederim.
Her erkek iki kadına aşık olur. Biri hayallerinde yarattığı diğeriyse henüz doğmamış olandır.
Gerçek şu ki, bu kitap (kur'an) doğu ülkelerinde var oldukça, bizim oralarda tutunmamız imkansızdır.
Hiçbir hükümet toprakları üzerinde teröre müsamaha göstermez. Bunun tek istisnası kuzey ırak'tır.
Dalgınlıkla veya acemilikle, kim insanlığı ilerleyişi içinde birazcık durdurursa onun velinimeti olur.
Benim dionizik dionysian kavramım burada ulu bir fiil oldu. Bununla karşılaştığında bütün diğer insani faaliyetler çok zavallı ve göreli kalır.Bir Goethe , bir Shakespeare , bu muazzam ihtiras ve yükseklikte bir saniye bile nefes alamaz ve Dante, Zerdüşt'le kıyaslandığında basit bir mü'mindir...
Daima daha temiz, daima daha uzak olarak düşünülen bir tanrı ile daima daha günahkâr insan arasındaki ayrılığın yarattığı gerginlik, insanlığa zorla kabul ettirilen en büyük kuvvet sınavlarından biridir. Günahkârlar için Tanrı sevgisi bir mucizedir. Yunanlılar tanrısal bilgi ile insan bilgisizliği arasında niçin böyle bir gerginlikle karşılaşmadılar? Bu iki uçurumu birleştiren köprüler, var olmayan yeni yaratıklar olsalar gerek. (Melekler mi? Vahiy mi? Tanrı'nın Oğlu mu?)
Yetenekli insanların kişisel özgünlüklerinden vazgeçmeleri, Tanrı'nın bir hizmetçiye dönüşmesine benzer.