Ağaçlar da ölür
Çılgınlaşan gökyüzünün altında
ormanın derinliklerinde
dingin ve yalnız
Kalır kökleri kazanılmış hayatla gür
nehirlere giden toprağın içinde
ıssızlığın ortasında
büyük bir sürgünle buluşarak sayrısız
Ağaçlar da ölür
Üşüşür başına alıcı kuşlar
ateş böcekleri susar
Bahar gelmeden gelir ölüm
Kavuşmaların en çok olduğu günde
iner şehirlerin aynasına zulüm
Görünmeyen gururun sabrını
kısa bir ömrün telaşında
hayatın ipek gömleğine işleyerek
ürperir haziranda
yüreğimdeki sevinçli kelebek
Ağaçlar da ölür
Aydınlık yüzüyle zaman
rüzgarın çığlığı içinde çözülür
Çünkü acılar içindedir orman