Sesin bana uğrar gider
bir gece yarısı çalar kapımı savruk
sevişecek kadar bile kalmadan
elini yüzünü yıkamadan çarçabuk
tenime teğet geçer ateş almadan
dudaklarıma közünü bırakır gider
Sesin bana uğrar gider
örselemeden bedenime kor ateşini
Bilir ki fırtına gelir aksayarak
efendim gibi değil eşitim gibi
zil çalan eteklerini toplayarak
gözlerime gökyüzünü bırakır gider
Sesin bana uğrar gider
aşk uçurumunda rengi çözülür
sorgusunu rüzgarın koynuna atar
Kal demek bana düşmez kalırsa ölür
Macerasında kendine ait olmalı karar
aklıma yeryüzünü bırakır gider