Bir sevinçli çocuk geçti erken
Penceremin önünden
Saçları örgüsüz tel döküm
Gözleri iki kara üzüm
Dedim örselemeden çağırsam yanıma
Gelse otursa masalıma
Anlatsam yitik denizi
Kuşların cıvıldaşarak
Yarenlik etmesi gibi
Konuşsak çocuklaşarak
Çocuk gitti
Deniz bana kaldı
Dalgaları hüznüme karışarak
Bir sevinçli çocuk geçti
Bir hüzünlü çocuk
Ve tüm yitik çocuklar
Pencereme sığmayacak kadar
Kanatları büyük
Bahar ortasında yağmur yüklü
Kuşattılar kenti
Cıvıldaşarak deniz oldular
Güvercin bulutuna kesti gökyüzü
Çocuklar ve kuşlar gitti vurularak
Gökyüzünün mavi çıplaklığı altında
Çırpınan dalgaları göğsüne alarak
Deniz durur daha