Şimdi çok uzaklardadır gençliğim
Çok uzaktadır dudağımın aşkla titremesi
Çok uzaktadır solgun evlerin endişesi
penceresini unuttuğum odadaki resim
yıldız aydınlığı ve mavi karanlık
Fırat�ın koynuna bıraktığım düşsel yalnızlık
sesime kavuştuğum an
kardeşimin bileğine düşen kan
Çıplak ayak
ıslak toprak üzerinde çılgınca koşarak
kendimi mevsimlerin efendisine adayışım
Çok uzaktadır onyedi yaşım
Çok uzaktadır başımda esen kavak yeli
kış günü koynuna düştüğüm bahar
böğürtlen tadında sevdalar
ilk düş ilk sıcak ağrı
deli kanımın gövdemi yakan isyanı
ilk kopuş ilk kaçamak ilk vurgun seli
Çok uzaklardadır şimdi
gül tadında söylenen şarkılar
geride kaldı ardından ağıt yakmadığım atlılar
Sıcak bir duruştur sonbaharda
dingin bir solukla hayatıma giren yar
Çok uzaktır bana intizar
Gençliğim çok uzaklarda