Söz Arama

Edzio çalışmıyor: sanki ona sakatlığı yükleyen kader, bunun karşılığında ademoğlunun üzerindeki bu lanetten onu kurtarmış gibi.

4230 kere okundu

Yorum Yaz

Yorumunuz (*)

Resimdeki kodu giriniz

IP Adresiniz: 52.15.37.74

Yorum Yok

Bu söze ilk yorumu siz yazın.

Bu Kategorideki Diğer Sözler

Daha aşağılarda, sansarlar, kokarcalar ve tilkiler gizlice süzülürlerdi, bunlar hayvanlar aleminin hırsızlarıydılar, vicdan azabı çekerlerdi. Hayattaki konumlarına yaratıcılarının aksine, kurnazlıkla, entrikayla ve birtakım numaralarla kavuşmuşlardı, kendilerinden hep nefret edildiği için, hep tehtit edildiklerini, hep savunmada oldukları, hep bulundukları yeri yitirme korkusu içinde oldukları için hırsızlama elde ettikleri o gizli varlıklarını tutkuyla severler, onu savunmak için mahvolmaya hazır olurlardı.

Biri seninle konuşur, bir şaka yapar, alay eder, senin de bir an için gönlün açılır. Birine dokunursun, kimsesizliğini canlı sıcak bir şeye yapıştırırsın. Karşındaki yürüyüp gider, senin yükünü hissetmez, seni sırtında taşıdığını senin bir parazit gibi o an onun yaşamına yapıştığını farketmez.

Ve derin ve gecikmiş gece herşeye hakim oluyor. Saatler geçiyor. Sıcacık alnımı cama dayamış olan ben, hissediyorum ve biliyorum: bundan böyle bana hiçbir şeyin zararı dokunamaz, huzurlu bir liman buldum. Önümde mutluluk ve keyif dolu upuzun yıllar var. Neşeli güzel yıllar sonu gelmeyen bir matematiksel dizi halinde sıralanıyor önümde. Son bir kaç yüzeysel ve yumuşak iç çekiş göğsümü mutlulukla dolduruyor. Soluk almaktan vazgeçiyorum. Günün birinde ölümün beni kucaklayacağını biliyorum, bütün yaşamı kucakladığı gibi, cömertlikle ve iyilikle kasabanın süslü güzel mezarlığının yeşillikleri arasında, doygunlukla yatacağım. Karım –dulların taktığı peçenin arkasından ne kadar da güzel görünecek- burada tadını çıkardığımız o dingin sabahlarda bana çiçekler getirecek.

Evimize girerken, karanlık ufkun üstünde yeşilimsi gündoğumu kendini göstermeye başlıyor. Isıtılmış ve çekidüzen verilmiş evin güzel kokusu bizi sarıp sarmalıyor. Işıkları yakmıyoruz. Perdelerin gümüşsü desenini, uzaktaki bir sokak lambası karşı duvara yansıtıyor. Giysilerimi çıkarmadan yatağın üzerine oturuyor, eliza’nın elini sessizce elime alıp bir süre tutuyorum.

Elimi mavi boyaya uzattığımda, sokak boyunca dizilmiş bütün pencerelere kobalt mavisi bir ilkbaharın yansısı vuruyordu, pencere camları peşpeşe titriyor, gök mavisi ve göksel bir ateşle doluyordu; perdeler uyandırılmış gibi dalgalanıyordu. Muslin perdelerde boş balkonlardaki zakkumların arasındaki geçitten keyifli bir esinti geçiyordu, sanki uzun ve aydınlık bir bulvarın öteki ucundan tam olarak seçilmeyen biri görünmüş ve yaklaşıyormuş gibi; ışıl ışıl biri, kendisinden önce iyi haberleri gelen, önceden sezilen, kırlangıç sürülerinin ve işaret ateşlerinin haber verdiği biri.

Ruhumun derinliklerinde bastırılmış, isyankar bahaneler olarak yaşamış ve bilinçaltımda bana eziyet etmiş olan arzular hemen geçerlilik kazandılar ve kendi hayatlarını sürmeye başladılar. Alnımdaki gaspedici ve kendini beğenmiş numaracı damgası silindi.

Edzio çalışmıyor: sanki ona sakatlığı yükleyen kader, bunun karşılığında ademoğlunun üzerindeki bu lanetten onu kurtarmış gibi.

Bianka, o büyüleyici bianka benim için bir sır. İnatla inceliyorum onu, tutkuyla ve de umarsızca, pul albümü de bana yol gösteriyor. Neden yapıyorum bunu? bir pul albümü psikoloji kitabı gibi temel alınabilir mi? ne cahilce bir soru! bir pul albümü evrensel bir kitaptır, insan hakkında bilinebilecek herşeyin bir özetidir.

Kader anlaşılmaz arzularını uygulamak istediğinde binlerce yol bulunabilir. Geçici bir bayılma, bir anlık dikkatsizlik ya da körlük, yanlış bir seçim yapmamıza yeter. Daha sonra olayın önemini sonradan anladığımızda, o olayı sürekli yorumlayabilir, nedenlerimizi açıklayabiliriz, gerçek amaçlarımızı ortaya çıkarmaya çalışabiliriz, ama geri dönüş yoktur.

Sıradan bir yürüyüşü var, abartılı bir zarafeti yok, ama bu sadelik insanın yüreğine dokunuyor ve bianka böyle kolayca kendi olabildiği için yüreğim mutlulukla doluyor.