Şüphe kurdu: Kişinin içini kemiren, onu tedirgin eden kuşku."Onu arkadaşlarıyla birlikte gönderdim ama yine de içimi bir şüphe kurdu kemirip duruyor.
Şunun şurası: Küçümseme, azımsama, yakın bir yer belirtmek istendiğinde kullanılır."Şunun şurası on adımlık yer, gelmeyecek misin?"
Şunu bunu bilmemek: İtiraz dinlememek, mazeret kabul etmemek, bahane istememek."Şunu bunu bilmem, yarın akşam sizi bekliyoruz."
Şundan bundan: Belli belirsiz, önemsiz şeyler."Eh işte, şundan bundan konuşup durduk."
Şöyle böyle: 1. Ne iyi ne kötü, orta derecede. 2. Hemen hemen, aşağı yukarı, yaklaşık olarak."Şöyle böyle üç yıl oldu onunla görüşemedik."
Şöyle bir: Üstünkörü, gelişigüzel, üzerinde durmayarak."Şöyle bir baktım vitrindeki elbiselere"
Şom ağızlı: Hemen her olayı kötüye yoran, kötü şeyler olacağını söyleyen, ileri sürdüğü ihtimallerin gerçekleşmesinden korkulan kimse."Milleti korkutup durma, kapa şu şom ağzını da rahatlayalım."
Şirazesinden çıkmak: Bozulmak, çığırından çıkmak, düzenini yitirmek.
Şimşekleri üzerine çekmek: Söz ve davranışlarıyla çevresindekileri kızdırmak; rahatsız etmek; sert eleştirilerine, saldırılarına hedef ve neden olmak."Boşu boşuna şimşekleri üzerine çektin."
Şimdiden tezi yok: Hemen, hiç durmadan, hiç vakit kaybetmeden."Şimdiden tezi yok, ne yapılacaksa yapılmalıdır."