Miliyetçilik ucuz bir içgüdü ve tehlikeli bir alettir. Herhangi bir ülkeden başka ülkelere borçlu olduğu şeyleri çıkarıp alın ve sonrada onunla gurulanabilirseniz gururlanın.
İnsanlar bir zamanlar kendi hazlarını yaratabileceğine inanıyordu; şimdi onların bedelini ödemesi gerektiğine inanıyor. Sanki çiçekler artık tarlada ve bahçede değil de; sadece çiçekçi dükkanlarında yetişiyormuş gibi.
Tanrısal çözüm, yönetilenlerin yönetildik diyemeyeceği bir anlamda yönetmeden yönetmektir. Yani içinde yönetilenlerin kendilerini yönetmek zorunda oldukları bir durum oluşturmaktır.
Varsayımsal mükkemel evlilik'in ölçütleri tutku ve uyumdur. Ne var ki tutku ile uyum bağdaşmazlar. Bir evlilik tutkuyla başlayıp uyumla sona erebilir; ama aynı zamanda hem tutkulu hem de uyumlu olmaz.
Birleşme bir ilkedir. Proton elektronla birleşir, atomlar birleşerek karmaşıklıkları artar, birleşerek moleküller yaparlar, amip amiple birleşir, erkek dişiyle birleşir, akıl akılla birleşir, ülke ülkeyle... Varoluş birleşmiş olmaktır. Olmak birleşmektir. Ve varlık ne denli yüksek olursa birleşme o kadar fazla olur.
Dünyanın çevresindeki bu gizemli duvar ve ona ilişkin algımız, bizi hayal kırıklığına uğratmak için değil; bizi yeniden şimdiye yaşama şua anki varoluşumuza yöneltmek için oradadır.
Mutluluk skalasında evrim dikey değil, yataydır.
Hangisini içiyorsun; suyu mu yoksa dalgayı mı?
Ölüm daha mutlak göründükçe yaşam daha otantik olur.
Olası tek cennet içinde bir zamanlar varolduğumu bilemeyeceğim cennettir.