Tırnakların teninde yara.
Saçların sırtınla barışık,
Sandık lekesi rengi sürülü bir tarla
gibi
duruyor omurgalarının oyumunda.
Hasırdan sandığın tüm günler
Tül perde hafifliğinde iniyor gözlerine.
Üşüten bir rüzgar esiyor
Bulanık gördüğün pencerede.
İki vakitlik el tutumların
Düğümlerin oluyor, boğazına dizilen.
Geriyorsun iki yana,
İki çapa
gibi, bedeninin ortasında.
Sen ne kadar istersen iste,
Kolların yetmiyor kendini sarmaya.
İçe eğimli bir yamaç gibisin,
Ne kadar yükseğe tırmanıp atlarsan
O kadar derinine düşersin dibinin.